Bulunduğumuz coğrafya, yüzyıllardır dinle yönetilmiş, insanların davranışları ve yaşam biçimleri dinle şekillendirilmeye çalışılmıştır. 20. yy. ile birlikte din, farklı bir biçim alarak varlığını sürdürmüş, mevcut iktidarların insanlar üzerindeki otoritelerini sağlamaya yarayan bir araç haline getirilmiştir. Bu nedenle insanlar teolojik konuları ulu orta yerlerde konuşamamış, konuşanlar da ya baskı altına alınmış ya da öldürülmüşlerdir. Bütün baskılara rağmen teoloji üzerine konuşmak, bu konuyu tartışmaya açmak, özellikle ülkemizde gereklilik arz etmektedir.
1. Teoloji Sempozyumu’nda bir ilk gerçekleştirerek bu ön yargıları bir nebze de olsa yıkmaya çalışmıştık. Ön yargıları yıkarak özgür ve eleştirel düşünmenin önünü açmak için susmak yerine konuşmaya devam etmemiz, en önemlisi de tartışma kültürünü öğrenmemiz gerekir. 2. Teoloji Sempozyumu’nda, tartışma kültürümüzü koruyarak teoloji üzerine karşı görüşleri bir araya getirecek ve ön yargılarla mücadele edeceğiz.
—Sempozyum kayıtları kapanmıştır. Gelecek etkinliklerde görüşmek dileğiyle…—