Kaygı, hepimizin deneyimlediği evrensel bir duygudur. Ancak bazı insanlar, kaygıyı daha derin ve süreklilik arz edecek şekilde hissederler; bu, tarif edilmesi zor, yoğun bir deneyimdir. Kaynağı belirsiz ve öngörülemez bu duygu, çoğu zaman anlamlandırılması güç bir dipsiz kuyu gibi içimizde var olur.
Bu okuma grubu, Jacques Lacan’ın Anksiyete: Seminer X adlı eserine entellektüel bir yaklaşım ile odaklanmayı amaçlamaktadır. Katılımcılar, eserin bölümlerini birlikte okuyacak ve metin üzerinden felsefi ve teorik tartışmalar yürüteceklerdir.
Grubun amacı, Lacan’ın anksiyete kavramını, arzu, nesne ve özne ilişkileri bağlamında ele alarak, metni güncel deneyimler ve gözlemlerle ilişkilendirmek ve psikanalitik bir perspektifle tartışmaktır.
Okuma grubu, İngilizceye çevrilmiş Lacan kitabının Türkçe çevirisi üzerinden yürütülecektir. Metinler, bizim tarafımızdan Türkçeye çevrilip, bölüm bölüm önceden katılımcılara gönderilecektir. Etkinlik dili Türkçe olacaktır.
Toplantılar, metin okuma ve tartışma odaklı bir yapıda olacak; katılımcıların aktif katkısı teşvik edilecektir. Katılımcıların temel Lacan kavramlarına aşina olmaları yeterlidir; grup süresince bu kavramlar üzerinden Lacan’ı daha derinlemesine anlamayı amaçlıyoruz.
Etkinlik herkese açıktır ve entellektüel/felsefi bir perspektife sahip bireyler için tasarlanmıştır.
KAYGININ YAPISINA GİRİŞ
1. Hafta: Gösterenler Ağında Kaygı
2. Hafta: Kaygı, Arzunun İşareti
3. Hafta: Kozmostan Tekinsize
4. Hafta: Hadım Edilme Kaygısının Ötesinde
5. Hafta: Aldatan Şey
6. Hafta: Aldatmayan Şey
Seminerin İçeriği: “Kaygının Yapısına Giriş”
Bu bölümde, Jacques Lacan’ın Kaygı: Seminer X adlı eserinin “Kaygının Yapısına Giriş” kısmı ele alınmaktadır. Lacan, kaygının öznel deneyimdeki merkezi konumunu ve psikanalitik kavramlarla ilişkisini tartışır. Kaygı, bastırılamayan bir duygu olarak tanımlanırken, gösterenler aracılığıyla bastırılabilir. Öteki’nin arzusuyla sıkı bağ içindeki kaygı, bilinçdışı bir eksiklik tarafından şekillenir. Freud’un tekinsiz kavramına yapılan gönderme ile kaygının, eksikliğin eksikliğinde ortaya çıktığı vurgulanır. Lacan’a göre kaygı nesnesiz değildir; “a” nesnesi, öznenin bedensel deneyiminden kopmuş bir kalıntı olarak gösterenleşmeye direnir. Nörotiklerde fantezi, kaygıya karşı bir savunma işlevi görür ve arzunun talep olarak açığa çıkmasını sağlar. Kaygı, tanıdık olanın çerçevede belirmesiyle görünür, şüphenin nedeni olur ve eylem onun kesinliğini ortadan kaldırır. Bölüm, kaygının jouissance ile “a” nesnesi arasındaki karmaşık ilişkinin başlangıcını sunarken, Lacan kaygıyı “aldatmayan tek şey” olarak konumlandırır.
Okunacak Kitap: Jacques Lacan’ın Kaygı: Seminer X
Seminerimiz, Jacques Lacan’ın Kaygı: Seminer X adlı eserini incelemeye yöneliktir. Bu eser ilk olarak 1962-1963 yıllarında ders olarak verilen seminer, Fransızca orijinaliyle 2004’te Editions du Seuil tarafından yayımlanmış, İngilizce çevirisi ise 2014’te Polity Press tarafından basılmıştır. Metnin temelinde, Lacan’ın her dersi o dönemde Paris dışında bulunan kızı Judith’e gönderdiği el yazısı notların bulunduğu olağanüstü bir daktilo nüshası yer almaktadır ve bu nüshada, ilk dersten iki gün sonra, 16 Kasım 1962 tarihli bir ithaf bulunmaktadır. Seminer, kaygının psikanalitik teorideki karmaşık yapısını ve merkezi rolünü incelemektedir. Kaygı, gösterenler ağı içinde var olan fakat bastırılamayan bir duygu olarak ele alınırken, onunla ilişkili gösterenlerin bastırılabileceği vurgulanır. Lacan’ın temel tezi, kaygının “Öteki’nin arzusu” ile sıkı bir bağ içinde olduğudur; Öteki ise bilinçdışı bir eksiklik tarafından şekillenir. Freud’un tekinsiz kavramına yapılan gönderme ile kaygının, eksikliğin kendisinin eksik olduğu, yani boşluğun tamamen dolduğu noktada ortaya çıktığı ifade edilir. Kaygı, nesnenin kaybı değil, arzu nesnesinin nedeni olan ve gösterenleşmeye direnen “a” nesnesinin varlığının işareti olarak tanımlanır. Bu nesne, libidinal yatırımın bir kalıntısıdır ve oral, anal, fallik, ses ve bakış olmak üzere beş biçimde incelenir. Fantezi, nevrotikler için kaygıya karşı savunma işlevi görürken, Lacan kaygının jouissance ile arzu arasında bir aracı işlev gördüğünü ve “aldatmayan tek şey” olarak gerçeği doğrudan işaret ettiğini ileri sürer. Eser, kaygının kastrasyon kaygısının ötesindeki yerini ve öznenin arzuyla ilişkisini şekillendiren yapısal bir olgu olarak nasıl işlediğini ayrıntılı biçimde ortaya koyar.
Ücret: 1200 TL (Etkinliğin tamamı için)
Soru, bilgi ve katılım için mail adresimiz: [email protected]
Etkinlik Zoom üzerinden gerçekleşecektir.